Mahzun, yalnızım…

Öyle güzelsin ki;
bir değdim tutuştum,
yaktı, kızıl akkor ateşin,
eridim, aktım, lav oldum
kavruldum sıcağında…
Kapılmış gidiyorum,
açtığın yatağında,
yüreğim darmadağın
kaynıyor ruhum
sıkıştı kaldı magmada…

Öyle güzelsin ki;
gitme! Sensiz olmuyor,
nefessin soluk aldığım,
kayboluyor gözlerim ardından,
sesin yok; bitiyor sanki hayatım…
Mahzun, yalnızım,
yıldızsız gecelerin
en koyu siyahındayım…

Öyle güzelsin ki;
yetersiz kalıyor,
sana koşan bütün kelimeler,
isyan ediyor heceler,
hepsinde hiddet var;
yalın! Yalın yalın diyorlar
sıralanan dizeler…
Güller,
soluk kalıyorlar
hayat, gonca dudaklarında…
Terk edemiyorum esrarını
eriyorum bakışlarında
kaybolduğum sonsuzluğunda
sana sığınıyorum…
Yakarıyor,
bak işte hicranına ağlıyorum…

Öyle güzelsin ki kadınım;
söylemesen de biliyorum
sakladığın sırlarını;
ödünç verdiğin
ışıltını,
dalıyorum her gece hayalinle
sen diye misafir ediyorum ay ışığını…
Bakıyorum ne kadar cömertsin,
kıskanıyorum görmesin kimseler seni
açıyorum perdeleri
dolduruyorum odama bütün ışıklarını
Sen diye bakıp seviyorum
aşkımı ilan ediyorum
sabahlara kadar usanmadan
dinliyorlar sessizce…
Hiç bitmese
seninle olduğum zaman
geceler sonsuza kadar sürse…
Ne kadar haykırsam,
yalvarsam dualarımda;
çaresiz,
yine dönüyoruz sensiz gerçeğe…
Baskın doğan güneşle
ışıltılı silüetinle,
vedalaşmadan alelacele
kayboluyorsun bütün gizeminle…

Öyle güzelsin ki kadınım;
pişman değilim,
sıcağında kavrulup
tutuşup yandığıma,
akkor ateşinde
lav olup eriyip aktığıma
sesinle sarhoş,
Mecnun olduğuma…

Orhan Çimen

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.